top of page
bhizmetli0

Romatoid Artrit (İltihaplı Eklem Romatizması)

Romatoid Artrit Nedir? Artrit kelimesi, eklem iltihabı anlamına gelir. Romatoid artrit ise öncelikle küçük eklemleri (el eklemleri, el bileği ve ayak eklemleri) ve dirsekleri etkileyen, kronik (6 haftadan uzun süren) bir seyir izleyen ve tuttuğu eklemde hasara yol açan; birçok organ ve sistemi de etkileyebilen otoimmün bir iltihaplı eklem hastalığıdır. Tuttuğu eklemlerde hasar oluşturarak sakatlığa neden olabilir. Yaygın bir hastalık olan romatoid artrit, her yüz kişiden birinde yaşamının bir döneminde görülür. Her yaşta ortaya çıkabilmesine rağmen, çoğunlukla 40-60 yaşları arasında başlar. Kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha fazla görülür. Eklem Nedir? Eklem, vücudumuzda iki kemik ucunun birleştiği noktalara verilen isimdir. Eklemler, vücudumuzun çeşitli bölgelerinin hareket ve esnekliğini sağlar. Ancak az sayıda hareketsiz eklemler de mevcuttur. Kemiklerin hareketi, tendonlarla kemiğe bağlanan kaslar yardımıyla gerçekleşir. Eklemi oluşturan kemik uçları, kıkırdak (kartilaj) ile kaplıdır. Eklem yüzeyi sinovyum adı verilen bir zarla ve dıştan da eklem kapsülüyle çevrelenmiştir. Eklem içinde, sürtünmeyi önleyen ve bir tür yağlayıcı olan sinovyal sıvı bulunur. Eklemin etrafında kaslar ve bağlar yer alır. Eklem kapsülü, bağlar ve kaslar eklemi destekleyerek stabilitesini sağlar. Eklem Ağrısının Nedenleri Nelerdir? Eklemin yapısını oluşturan tendonların iltihabı, eklem zarının iltihabı, eklem aralığının daralması ve aşınmalar, eklemin stabilizasyon bozuklukları, ekleme yakın yerleşimli eritema nodozum (ağrılı, kızarık, şiş nodüller) gibi birçok neden eklem ağrısına yol açabilir. Romatoid Artritin Nedenleri Nelerdir? Bağışıklık sistemi; bakteri, virüs veya vücudumuza girebilecek her türlü yabancı maddeye (antijenlere) karşı bizi koruyan ve onlara karşı savaşan bir sistemdir. Otoimmün hastalıklarda ise bağışıklık sistemi, kişinin kendi vücut dokularına karşı antikor üreterek bir saldırı başlatır. Bu durum bazen tiroid, karaciğer gibi belirli bir organa yönelik olabileceği gibi, bazen de organa özgü olmayıp sistemik olabilir. Romatoid artrit, sistemik bir otoimmün bağ dokusu hastalığıdır. Bağışıklık sistemindeki bu sapmanın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak kişinin genetik yapısı ve çevresel faktörler (sigara, geçirilen bazı enfeksiyonlar, sağlıksız mikrobiyota, insülin direnci, hormonal değişimler, stres gibi) buna yol açabilir. Eklemlerde ve çevresinde gelişen iltihap, zamanla eklemde (kıkırdak, kemik ve bağlarda) hasara neden olur. Romatoid Artritte Hangi Eklemler Tutulur? En çok el ve ayak parmaklarının küçük eklemleri (en uçtaki eklemler hariç), el bileği ve ayak bileği etkilenir. Diz ve dirsekler ikinci sıklıkta tutulurken, kalça, omuz ve boyun daha az sıklıkta etkilenir. Romatoid artrit; sakroiliak eklemi, bel ve sırt omurgalarını, el ve ayaktaki en uç eklemleri tutmaz. Romatoid Artritin Belirtileri Nelerdir? Ekleme ait belirtiler: Tutulan eklemlerde ağrı, şişlik, eklem üzerinde sıcaklık artışı ve hareket kısıtlılığı görülür. Sabahları veya istirahat sonrası bu eklemlerde en az bir saat süren tutukluk (katılık hissi) vardır.Eklem dışı belirtiler: Halsizlik, hafif ateş ve kilo kaybı olabilir. Anemi ve yorgunluk sık görülür. Hastaların dörtte birinde, dirsekte, el üstünde veya vücudun farklı bölgelerinde ağrısız yumrular (nodüller) oluşabilir. Tendinit (tendon iltihabı) görülebilir, çünkü eklem yüzeyi gibi tendonlar da sinovyum denilen zarla kaplıdır. Tendonlar arasında seyreden sinirlerin iltihaplı doku nedeniyle sıkışmasıyla tuzak nöropatileri gelişebilir. El bileği eklemi tutulduğunda, elin ilk üç parmağında ve dördüncü parmağın iç yüzeyinde uyuşma ve karıncalanma (median sinirin sıkışması ile karpal tünel sendromu) oluşabilir. Dirsek eklemindeki artritlerde ise beşinci ve dördüncü parmağın dış yüzeyinde uyuşma ve karıncalanma (ulnar sinir sıkışması ve kübital tünel sendromu) meydana gelebilir. Ayak bileği tutulduğunda (posterior tibial sinir sıkışması ile tarsal tünel sendromu) ayak bileğinin iç kısmından ayak parmaklarına doğru uyuşma ve karıncalanmalar olabilir. Romatoid artritli hastaların daha azında iltihap akciğer, kalp, kan damarları veya göz gibi diğer organları tutabilir. Bu durum, tutulan organa özgü çeşitli şikayetlere ve ciddi problemlere yol açabilir. Romatoid Artrit Nasıl Gelişir ve İlerler? Genellikle haftalar, bazen aylar içinde özellikle ellerde, bazen ayaklardaki küçük eklemlerde, el bileklerinde ağrı, şişlik ve sabahları bir saatten uzun süren tutukluk şikayetleriyle başlar. Başlangıçta bu belirtiler aralıklı olup geçerken, zamanla kalıcı hale gelir. Diz, dirsek, omuz, ayak bileği gibi büyük eklemlerde de benzer şikayetler ortaya çıkabilir. Daha nadir olarak hızlı ve ani bir başlangıçla bir hafta içinde birçok eklemde veya tek bir büyük eklemde şikayetler başlayabilir. Bazen de palindromik romatizma denilen, saatler ile birkaç gün içinde oluşup geçen artritlerle başlayabilir.Ağrı dışında kas ağrıları, halsizlik, yorgunluk, anemi, kilo kaybı ve bazen hafif ateş görülebilir. Romatoid artritin şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterir. Kronik bir hastalıktır ve uzun yıllar, bazen ömür boyu sürebilir. Hastalık, alevlenme ve remisyon (sakinlik) dönemleriyle seyreder. Alevlenmelerin çoğunlukla belirgin bir nedeni veya tetikleyicisi yoktur; ancak bazen mevsim geçişleri, stres, enfeksiyon gibi faktörler tetikleyebilir. Tedavi edilmediğinde, her alevlenme ile eklemde hasar oluşur. İltihaba bağlı olarak önce kıkırdak, ardından altındaki kemikte hasar meydana gelir. Hasarın oluşma süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Sonuçta, eklemde hareket açıklığında kısıtlılıkla giden sakatlıklara neden olur. Özellikle el eklemlerinde tutma, kavrama gibi hareketler yapılamaz (kuğu boynu, düğme iliği görünümleri, kas erimesi gibi). Bu sakatlıklar genellikle hastalığın ilk iki yılında geliştiğinden, hastalığın erken dönemde tanınması ve kontrol altına alınması büyük önem taşır. Romatoid Artrit Nasıl Teşhis Edilir? Özellikle el eklemleri gibi küçük eklemlerde 6 hafta ve üzerinde şişlik ve ağrı olması romatoid artrit tanısını kolaylaştırırken, daha kısa süreli veya tek eklem tutulumu ya da büyük eklem tutulumlarında tanı koymak zorlaşabilir. Bu nedenle, artritin seyri doktor tarafından ağrı ve iltihap giderici ilaçlar altında bir süre gözlenebilir. Kan testleri olarak; tam kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, CRP (C-reaktif protein - iltihap belirteci), ESR (eritrosit sedimantasyon hızı - iltihap belirteci), RF (romatoid faktör - klinik bulgu varlığında romatoid artrit tanısını destekleyebilen bir otoantikor) ve ACPA (anti-sitrüline peptit antikoru - romatoid artrit tanısını daha güçlü düşündüren test) yapılır. Akciğer grafisi ve tutulan eklemlerin direkt filmleri çekilebilir. Ancak erken dönemde direkt eklem grafilerinde romatoid artrit için tanı koydurucu bulgu yoktur. Bu bulgular yıllar sonra (eklem aralıklarında daralmalar, kemikte küçük erimeler) ortaya çıkar. Bu nedenle doktorunuz gerek görürse eklem ultrasonografisi veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) isteyebilir. Akciğer tutulumu şüphesi varsa, ince kesitli akciğer tomografisi istenebilir. Göz, kalp gibi tutulumlar varsa, bu organlara yönelik ileri değerlendirmeler yapılarak tedavi planlanır. Romatoid faktör (RF), hastalığın tanısı sırasında hastaların yalnızca %50'sinde pozitiftir, ancak 5-10 yıl sonra %80'inde pozitif hale gelir. Romatoid faktör, sağlıklı bireylerde de (%5-15) bulunabilir. Bazı kronik enfeksiyonlardan sonra (tüberküloz, subakut bakteriyel endokardit, hepatit C enfeksiyonu gibi) ve diğer otoimmün hastalıklarda da pozitif olabilir.ACPA (diğer adıyla anti-CCP), romatoid artrit tanısında RF'den daha spesifiktir ancak tanı için tek başına yeterli değildir; mutlaka eklem bulguları da olmalıdır. Romatoid Artritin Eklem Dışı Tutulumları Nelerdir? Romatoid artritli kişiler, normalden daha yüksek riskle bazı hastalıkların gelişimine yatkındır. Bunlar arasında hızlanmış ateroskleroz nedeniyle kardiyovasküler hastalıklar (koroner kalp hastalığı, miyokard enfarktüsü, inme), anemi (kronik hastalık anemisi), enfeksiyonlar (eklem enfeksiyonu veya eklem dışı enfeksiyonlar), osteoporoz, göz kuruluğu, göz iltihabı (episklerit) sayılabilir. Ancak hastalığın kontrol altına alınması ve koruyucu tedaviler ile bunların önlenmesi mümkündür. Diğer Komplikasyonlar: Tuzak nöropatileri: Karpal, kübital ve tarsal tünel sendromları (yukarıda açıklanmıştır). Tendon kopmaları: Özellikle parmakların gerisinde meydana gelebilir. Servikal miyelopati: Uzun süreli romatoid artritli hastalarda nadir ancak ciddi bir komplikasyondur. En üstte yer alan omurga ekleminin kaymasına bağlı olarak omuriliğin baskılanmasıdır ve cerrahi olarak acilen sabitlenmesi gerekir. Erken Tanı ve Tedavinin Önemi Nedir? Romatoid artrit, etkilediği eklemlerde kalıcı hasarlara yol açar. Hastalığa bağlı sakatlığın önlenmesi için erken tanı konulması ve bu dönemde hastalığı modifiye eden ilaçların başlanması oldukça önemlidir. Romatoid Artrit İçin Tedaviler Nelerdir? Romatoid artriti tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi bulunmamaktadır. Ancak tedaviler, semptomların azalması ve sakatlığın önlenmesinde büyük fark yaratır. Tedavinin amaçları şunlardır: Eklem hasarını önlemek için mümkün olduğunca hastalık aktivitesini azaltmak. Eklemlerde ağrı ve tutukluğu azaltmak. Varsa hastalığın diğer semptomlarını tedavi etmek. Hastalıkla ilişkili kardiyovasküler hastalık ve osteoporoz gibi risklerin gelişimini önlemek. Hastaların ağrı ve iltihabını azaltmak için erken dönemde nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (naproksen, diklofenak, indometazin gibi) ve düşük doz kortikosteroidler (günde 5-10 mg) kullanılabilir. Genellikle bu ilaçların yan etkileri açısından mide koruyucu bir ilaç tedaviye eklenir. Bu tedaviler, hastalığı modifiye edici ilaçların etkisi ortaya çıktığında kesilir; bazen hastalığın alevlenmelerinde kısa süreli kullanılabilir.Hastalık aktivitesini azaltmak ve eklem hasarını önlemek için romatoid artrit tanısı konar konmaz hastalığı modifiye edici (hastalığın seyrini değiştiren) romatizma ilaçlarının başlanması gerekir. Bu ilaçlar metotreksat, sulfasalazin, leflunomid ve hidroksiklorokindir. Geçmişte altın tuzları, romatoid artritin tedavisinde başarıyla kullanılmış olsa da, bugün pahalı olması ve yan etkileri nedeniyle artık tercih edilmemektedir. Bu tedaviler içinde metotreksat, altın standardında bir tedavi ajanı olup, hasta tolere ettiği sürece mutlaka tedavide yer alır. Diğer ilaçlar genellikle ona ilave edilerek ikili ve üçlü tedaviler içinde kullanılır. Metotreksat hiç tolere edilemezse, leflunomid yerine kullanılabilir. Metotreksat, folik asit eksikliğine neden olduğundan, mutlaka tedavi sırasında eş değer dozda folik asit, metotreksatın alındığı gün hariç diğer günlerde takviye edilmelidir. Tedavi öncesi ve tedavi sırasında (ilk üç ay ayda bir, sonra her üç ayda bir) tam kan sayımı, CRP, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri takip edilmelidir. Bu tedavilerin kombine kullanımlarına rağmen (3-6 ay), hastalık aktivitesi devam ediyorsa veya hasta ile ilgili nedenlerden dolayı kullanılamıyorsa (yan etki gelişimi, kişinin diğer hastalıklarının bulunması, gebelik planlaması gibi), biyolojik tedavilere geçilebilir. Metotreksat ve leflunomid; gebelik ve emzirme dönemlerinde kullanılmaz. Romatoid artritte kullanılan biyolojik tedaviler genellikle metotreksatla kombine edilmektedir. Biyolojik tedaviler şunlardır: Tümör nekroz faktörüne (TNF alfa) karşı olanlar: İnfliksimab (Remicade), etanersept (Enbrel), adalimumab (Humira), sertolizumab pegol (Cimzia), golimumab (Simponi). Interlökin-6'ya karşı olanlar: Tosilizumab. JAK inhibitörleri: Tofasitinib, barisitinib. Anti-CTLA4 (ko-stimülatör blokajı): Abatasept. B-lenfosit azaltıcı tedavi: Rituksimab. Interlökin-1'e karşı olanlar: Anakinra (Kineret) ve kanakinumab (İlaris). Biyolojik tedaviler başlamadan önce; latent tüberküloz, demiyelinizan hastalıklar, ileri kalp yetmezliği, ilaç reaksiyonları, hepatit B ve C enfeksiyonları, gebelik/emzirme durumu, kanser varlığı gibi durumların olup olmadığı araştırılmalıdır. Diğer tedaviler; siklosporin, azatiyoprin, siklofosfamid, penisilamin, mikofenolat mofetil gibi ilaçlar olup, kullanımları sınırlıdır ve genellikle ciddi sistemik bulguların varlığında tercih edilir.Tüm bu tedaviler sırasında romatoid artrit hastalarının enfeksiyonlara yatkınlığı artmıştır. Bu nedenle aşıyla korunmanın mümkün olduğu hastalıklara karşı mutlaka aşılanma yapılmalıdır. Eğer bağışıklığı yoksa hepatit B ve A aşıları, her yıl grip aşısı ve pnömokok (5 yılda bir veya uzun etkili olan ömür boyu etkili) ve Covid-19 aşılarının yapılması önerilir.Romatoid artritli kişiler mümkün olduğunca aktif olmalıdır. Düzenli egzersizlerle hem eklem hareket açıklığı hem de kas gücü korunmalıdır. Yüzme iyi bir egzersiz seçeneğidir. Bir fizyoterapist eşliğinde, kendi kendine yapabileceği egzersizleri öğrenmeli ve bağımsız olarak uygulayabilmelidir. Sağlıklı bir mikrobiyota için (Akdeniz tipi, pesketaryen, vegan gibi) beslenmenizi düzenleyin. Fazla kilolardan kurtulun. İnsülin direnci, iltihabı artırarak hastalığınızın daha aktif seyretmesine katkıda bulunur. Çok ileri deformiteleri gelişmiş bazı durumlarda düzeltici ameliyatlar; ortopedi (kalça ve diz protezleri gibi) ve el cerrahisi uzmanları tarafından yapılabilir. Romatoid Artritli Hastalara Öneriler: Yeterince dinlenin, uykunuzu alın ve düzenli, zorlayıcı olmayan egzersizler yapın. Sağlıklı beslenin. Glutensiz beslenmenin otoimmün hastalıklarda koruyucu olduğu ve tedaviye yardımcı olduğu gösterilmiştir. Omega-3 yağ asitlerinden zengin (balık, keten tohumu, ceviz gibi) beslenme veya balık yağı takviyelerinin iltihap üzerinde olumlu etkileri olduğu saptanmıştır. Bağırsak floranızda faydalı mikroorganizmaların yer aldığı sağlıklı bir mikrobiyotaya sahip olmak için, Akdeniz tipi beslenme, fonksiyonel beslenme, pesketaryen beslenme ve vegan beslenme hakkında bilgi edinip, uygulayabileceğiniz en uygun beslenme tarzını seçebilirsiniz. D vitamini desteği, kas, kemik ve bağışıklık sistemi için önemlidir. Kan D vitamini (25-OH-vitamin D3) düzeyinizi aralıklı olarak kontrol ettirerek (30-80 ng/mL olacak şekilde) düzenli kullanmanızı öneririm. Kortizon kullanmanız gerektiğinde, kortizon diyetine uymayı ihmal etmeyin. Romatizma ile yaşamanın getirdiği zorluklar; depresyon, anksiyete, stres ve geleceğe dair kaygıları da beraberinde getirebilir. Hastalığınızla başa çıkabilmek için: Hayattan kopmayın. Hastalığınız hakkında bilgi edinin ancak internet ortamında araştırma yaparken bilgi kirliliğine veya gereksiz korkulara kapılmayın. Romatoloji doktorunuza soru sormaktan çekinmeyin; çünkü sizin durumunuzu en iyi o bildiğinden, en sağlıklı bilgiyi de yine ondan alabilirsiniz. Arkadaşlarınız ve ailenizle konuşarak, onların da hastalığınız hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayabilirsiniz; böylece iyi ve kötü günlerinizi anlayabilir ve destek olabilirler. Kendinize zaman ayırın; kitap okumak, müzik dinlemek, yoga yapmak veya sizi rahatlatacak aktivitelerde bulunun. Hastalığınızla ilgili oluşturulmuş destek gruplarına katılarak, aynı hastalığa sahip kişilerle tanışın ve onların hikayelerini, duygularını ve baş etme yöntemlerini öğrenin ve kendi deneyimlerinizi paylaşın. Hastalığınızla barışık olun ve hem onunla yaşamayı hem de hayatın tadını çıkarmayı öğrenin. Sizinle aynı hastalığa sahip milyonlarca insan olduğunu unutmayın.

15 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


bottom of page